Rojin Kabaiş’in ölümündeki şüphelere ve delillerin gizlenmesine tepki gösteren kadınlar: “Failler açığa çıkarılana kadar susmayacağız.”
Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, okuluna kayıt yaptırdıktan kısa bir süre sonra, 27 Eylül 2024’te kaldığı KYK yurdundan ayrıldı. Yanına yalnızca bir şişe su, bir paket kek ve kulaklığını aldı ve Wan Gölü sahiline doğru yürüdü. Ardından bir daha geri dönmedi.
Cenazesi 18 gün sonra bulundu
Rojin’in kayboluşunun üzerinden 18 gün geçtiğinde, 15 Ekim 2024’te cansız bedeni Molla Kasım Köyü sahilinde, kaldığı yurttan 24 kilometre uzaklıkta bulundu. O günden bu yana, Rojin’in bu mesafeyi nasıl kat ettiği sorusu yanıtsız bırakıldı.
“İntihar” denildi, tıpkı Gülistan Doku’da olduğu gibi
Rojin’in babası, 16 Ekim 2024’te vali ve emniyet yetkilileriyle yaptığı görüşmede kendisine “intihardır” denildiğini aktardı. Bu yaklaşım, beş yıl önce kaybedilen Gülistan Doku’nun ailesine söylenenlerle büyük benzerlik taşıyor.
Adli Tıp Raporu çelişkilerle doluydu
14 Kasım 2024’te İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda ölüm nedeni “suda boğulma” olarak kaydedildi. Ancak aile avukatları ve barolar, akciğerlerde su olmadığı ve mide içeriğinin dolu olduğu yönündeki iddialarla raporun çeliştiğini belirtti.
Bu süreçte ATK, Rojin’in vücudunda tespit edilen iki farklı DNA örneğinin hangi bölgelerden alındığını açıklamadı.
Bir yıl sonra ortaya çıkan gerçek
Wan ve Amed Baroları, 25 Eylül 2025’te soruşturmada “ciddi ihmaller” olduğu gerekçesiyle ATK hakkında suç duyurusunda bulundu.
Soruşturma dosyasına giren 10 Ekim 2025 tarihli rapor, iki farklı erkeğe ait DNA’nın göğüs ve iç vajina bölgesinden alındığını ortaya koydu.
Kadın örgütleri, Rojin’in cinsel saldırıya uğradığına dair kuvvetli şüphe olduğuna dikkat çekiyor ve ATK’nin bir yıl boyunca delilleri sakladığını belirtiyor.
Üniversite sessiz kaldı, eleştirileri bastırdı
Rojin’in öğrencisi olduğu Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, olayın aydınlatılmasına dair adım atmadı. Bunun yerine, sosyal medyada 200’den fazla paylaşım ve çok sayıda hesap hakkında erişim engeli kararı aldırarak tepkileri sınırladı.
Kadınlar Dersim’de Eylemde
Rojin Kabaiş’in ölümünün yıl dönümünde, Dersim başta olmak üzere Wan, Amed, Ağrı ve Şırnak’ta kadınlar adalet talebiyle bir araya geldi. Kadınların açıklamasından öne çıkan bölümler şöyle:
“Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül günü KYK yurdundan ayrılarak bir şişe su, bir paket kek ve kulaklığını alıp Van Gölü sahiline inmişti.
15 Ekim 2024’te, kaybolmasının üzerinden 18 gün geçtikten sonra cansız bedeni yurttan 24 km uzakta Molla Kasım Köyü sahilinde bulundu. Bu mesafeyi nasıl kat ettiği hâlâ yanıtsız.
16 Ekim’de Baba Kabaiş’e, vali ve emniyet yetkilileri “intihardır” dedi. Tıpkı Gülistan Doku’da olduğu gibi.
14 Kasım’da ATK raporu ölüm nedenini ‘suda boğulma’ olarak kaydetti; ancak akciğerlerde su yok, mide dolu, intihar algısı oluşturulmaya çalışılıyor.
ATK, Rojin’in vücudundaki iki farklı DNA örneğinin hangi bölgelerden alındığını bir yıl boyunca açıklamadı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ise sosyal medyada erişim engelleri dışında bir şey yapmadı.
Kadınlar evlerinde, yurtlarda, iş yerlerinde ve sokakta öldürülüyor; katiller cezasızlıkla ödüllendiriliyor.
Adli Tıp Kurumu bile delilleri saklayabiliyor; yargı, bilim ve siyaset el birliğiyle kadın cinayetlerinin üzerini örtüyor.
Gülistan Doku hâlâ kayıp. Kadın cinayetlerinin akıbeti savcıların vicdanına bırakılmayacak.
Ailelerinin gözünden sakındığı genç kadınların erkek şiddetine ve faili meçhul cinayetlere kurban gitmesine isyan ediyoruz.
Ataerkil devlet anlayışının ve kurumlarının katilleri koruyup kollamasına, genç bir kadının göl kenarında tek başına oturup müzik dinlemesini bile engelleyen bu zalimliğe isyan ediyoruz.”
Kadınlar ayrıca yetkililere şu soruları yöneltti:
Rojin Kabaiş dosyasında tespit edilen DNA’lar kime ait?
ATK neden bu izleri ve delilleri kamuoyuna açıklamadı?
Kadınların ölümünün üzeri neden “intihar” diyerek kapatılmaya çalışılıyor?
Kadın örgütleri, Rojin ve diğer tüm kadınlar için failler açığa çıkarılana ve cezalandırılana kadar mücadeleye devam edeceklerini duyurdu.
HABER MERKEZİ
								
															




