Dördüncü Kelebek ve Hakikat

Dört kelebek bir gün bir ateş gördü. Her biri ateşin ne olduğunu kendi deneyimiyle öğrenmek istedi. Bu küçük hikâye, hakikati arayanların cesaretini anlatıyor.

 

Ömer Ali KIVANÇ

Birinci kelebek ateşe biraz yaklaştı, kanatlarının üzeri ışıldadı. Arkadaşlarının yanına dönüp dedi ki:

“Bu ateş karanlığı aydınlatıyor.”

 

İkinci kelebek daha da yaklaşmak istedi, ısındığını hissetti ve söyledi:

“Bu ateş ısıtıyor.”

 

Üçüncü kelebek, kanatları ateşle temas edince yanmış olarak geri döndü:

“Bu ateş yakıyor!”

 

Dördüncü kelebek daha da yaklaştı. Bir süre ışığını gördü, biraz ısındı, kanatları kavruldu…

Ve sonunda, tamamen yanan o kelebek, hakikatin ne olduğunu bilen tek varlık olarak ortadan kayboldu.

 

Ateşi gerçekten bilen, hakikati arayan, öğrenmeye ve yanmaya cesaret edenlerdir. Tıpkı Pir Sultan Abdal’ın dizelerinde söylediği gibi:

 

“Gel ey kardaş pirden ayak tutalım.

Biz tutalım tutmayandan bize ne

Hakikatı muhabbete katalım

Biz katalım katmayandan bize ne”

 

Perperik, her zaman hakikati arayan dördüncü kelebek misali, insanın bilmek ve öğrenmek arzusu üzerinden yol alacak. Eksik olanı tamamlamak, bilineni çoğaltmak ve hakikati duyurmak görevimizdir. Her zaman yeni “dördüncü kelebekler” olacak; cesur olanlar, yanmayı göze alarak hakikate ulaşacaklar.

Benzer Yazılarımız

F X T B in B @