Hel Dağı ve Bağır Dağı’nda Madencilik Faaliyetleri Meclis Gündeminde

Dersim’in Pülümür ilçesinde yer alan Hel Dağı ve Bağır Dağı çevresindeki madencilik faaliyetleri, Meclise taşındı. DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yanıtlaması talebiyle iki ayrı yazılı soru önergesi sundu.

Hel Dağı ve Bağır Dağı, 23 Temmuz 2023’te “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olarak ilan edilmiş olmasına rağmen bölgede krom madeni arama ve işletme faaliyetlerinin sürdüğü belirtiliyor. Kordu, bu faaliyetlerin Munzur ekosistemi, su kaynakları, yerel mera ve yaylalar ile sosyo-ekonomik yaşam üzerinde geri dönülmez tahribat yaratabileceğini vurguladı.

Bölge, Munzur Dağları ekosisteminin alt havzalarında yer almakta ve Fırat Havzası’na hayat veren su kaynaklarını beslemektedir. Bölgede 2.000’den fazla bitki türü tespit edilmiş olup, bunların beşte biri endemik. Ayrıca sarı horoz gülü gibi nadir türler, vaşak, yaban keçisi ve çengel boynuzlu dağ keçisi gibi koruma altındaki hayvanlar da burada yaşamaktadır.

Yerel Halkın Geçim Kaynakları ve Kültürel Miras Tehdit Altında

Hel Dağı ve Bağır Dağı çevresi, küçükbaş hayvancılıkla geçimini sağlayan üreticilerin mera ve yaylalarını kapsıyor. Kordu, madencilik faaliyetlerinin hem ekosistemi hem de yerel halkın sosyo-ekonomik yaşamını doğrudan etkileyebileceğine dikkat çekti. Ayrıca bölge, Alevi inancı açısından kutsal kabul edilen alanları barındırıyor ve Bağır Dağı bu inanç sisteminde özel bir yere sahip. Bu nedenle madencilik faaliyetleri sadece doğayı değil, toplumsal barışı ve inançsal mirası da tehdit ediyor.

Kordu’nun bakanlıklara yönelttiği önergelerde hem mevcut faaliyetlerin hukuki durumu hem de çevresel ve toplumsal etkiler detaylı şekilde sorgulanıyor.

Öne çıkan sorular şöyle:

Son beş yılda Hel Dağı ve Bağır Dağı çevresinde verilen tüm maden ruhsatlarının sahibi, türü, kapsamı, süresi ve alan büyüklüğü nedir?

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçleri başlatılmış mıdır? Başlatıldıysa hangi aşamadadır ve raporlar kamuoyuyla paylaşılmış mıdır?

ÇED süreci tamamlanmadan bölgede fiilen yapılan arama, sondaj ve işletme faaliyetleri tespit edilmiş midir? Edildiyse hangi idari yaptırımlar uygulanmıştır?

Madencilik faaliyetlerinin “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” statüsüyle hukuki olarak çelişip çelişmediği konusunda değerlendirme yapılmış mıdır?

Bölgede yapılan denetimler sonucunda herhangi bir çevresel ihlal, su ve toprak kirliliği, flora-fauna tahribatı veya mevzuata aykırılık tespit edilmiş midir?

Maden ruhsat sahalarının mera ve yayla alanlarıyla çakışma durumu nedir? Bu alanlarda yürütülen faaliyetlerin 4342 sayılı Mera Kanunu ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’na uygunluğu denetlenmiş midir?

Hel Dağı ve Bağır Dağı’ndaki maden faaliyetlerinin yeraltı ve yüzey su kaynakları, tarım alanları, ekosistem ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri düzenli olarak izlenmekte midir?

Madencilik faaliyetlerinin bölgedeki kültürel ve inançsal miras üzerindeki etkileri değerlendirilmiş midir? Bu konuda yerel halk ve sivil toplumun görüşleri alınmış mıdır?

Ruhsatın süresi 2026’da sona eriyor; uzatma veya yenileme süreci hangi kriterlere göre yürütülecek ve hangi kurumlar yetkili?

Bakanlıklar, bölgeye ilişkin teknik doküman, proje tanıtım dosyaları ve fizibilite raporlarını kamuoyuyla paylaşacak mıdır?

Kordu, önergelerinde, hem çevresel hem toplumsal etkilerin kamuoyuna açık biçimde değerlendirilmesini ve hukuki süreçlerin şeffaf biçimde yürütülmesini talep etti. Denetim raporlarının paylaşılması, ruhsat yenileme süreçlerinin izlenmesi ve yerel halkın bilgilendirilmesi, önergelerde öne çıkan başlıca talepler arasında.

Benzer Yazılarımız

F X T B in B @